24 Ağustos 2016 Çarşamba



Hint felsefesi Hinduizmin kurallarının yazıldığı Veda'lara dayanır. Veda, bir çeşit ansiklopedidir. Eski ciltleri ilahilerle dolu iken, nispeten yeni bölümleri bu ilâhi ve beyitlerin felsefi yorumlarını içerir. Rigveda adı verilen bu metinlerde örneğin: "Tanrılar ve insanlar yokken bu evrende ne vardı?" gibi sorular sorulur. işte bu felsefenin 4 altın kuralı ise şöyle sıralanıyor.

Ilk Kural:

”Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir …nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”

İkinci Kural :

“Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”

Üçüncü Kural :

” İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.

Dördüncü Kural:

“Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir.
Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle yola devam etmek gerekir.”
Kendine iyi bak. Tüm kalbinle sev. Sonuna kadar hayatın tadını çıkar. Hayatındaki her gün bir hediyedir, kıymetini bil….

12 Ağustos 2016 Cuma

Denizdeki Kum Tanesi

Denizdeki bir kum tanesi olarak devam eden hayatımdan, devam ediyorum...

İstanbul'a gelişimin üzerinden tam bir sene geçti. Çok şey öğrendim, çok şey yaşadım. Bazıları güzel tatlı anılar, bazıları kötü demeyeceğim. Hayal kırıklığı diyebilirim.

Bu bir senede, fiziksel olarak biraz daha yaşlandım. Mesleğimde ilerleme kaydettim ama bakınca ruhuma bir şey katamadığımın farkındayım. Benim için vakit geçiyor ve bir gün bitecek. Bir umut yok bizler için, hep bir hayal. Ama olsun hayal etmek de güzel. Bir anlık mutluluk.

Bugün biri "On sene sonra evin olsun araban olsun istiyor musun?" sorusunu sordu. Ne kadar basit bir soru değil mi? Herkes buna evet cevabını verir, ben buna cevap veremiyorum. O arabanın ve evin içinde yalnız ben varsam,  bu beni neden mutlu etsin ki? Mutlu olmayacağım bir şey için neden çabalamak ister insan? Böyle düşünen milyonlarca insan var, biliyorum. Peki neden bunun için çabalamak bu kadar zor?

İnsanlar sevmekten öte bencil, kibirli, açgözlü, şehvet düşkünü, kıskanç, tembel.
Yedi günahtan bahsedilir. Yüzlerce yıl önce de insanlar böyleydi, şimdi de böyle. Sonuç yine acı son.


Merak ediyorum, yukarıdaki döngüyü kıran var mıdır?

Gay Mühendis