2 Ocak 2016 Cumartesi

Hiç Olmamak

Hiç bir şey olmak, düşman olmaktan daha iyidir bazen.

Son zamanlarda en çok duyduğum cümlelerden biriydi bu, sen nesin ki? Benim için kimsin ki? Göremediğim, elini tutamadığım, yabancıdan daha yabancısın benim için. Belki de buna şükretmeliydim. Ama hayır, olanla yetinmemeyi, durup da onu kabullenmemeyi sen öğrettin bana. Senle savaştım, senle yaşadım. Peki ne oldu? Yine sen oralardasın, bense açmış en sevdiğin şarkıları dinliyorum gözüm yaşlı, sana bunları yazıyorum.

Hala o gün gidişin gözümün önünde. Loş sokak ışıklarının aydınlattığı, Kadıköy'ün bir sokağından sırtında çantanla yokuş aşağı kaçarcasına gidişin.. Söz verdim arkandan gelmeyeceğime, seni durdurmayacağıma. Yine tutamadım sözümü. Dayanamadım koştum sen gözden kaybolunca. Gözümün önünden kaybetmek istemedim siluetini. Ardına hiç bakmadın. Belki bakarsın diye umdum son kez, ama artık çok mu geçti? Merdivenleri usul usul indin, ardından gelmeye devam ettim. En son köşeyi döndün ve yine koşarak seni seyretmeye devam ettim gidişini. Kaçıyordun bu şehirden, benden. Oysa ki hala hatırlıyorum herkesten kaçıp, göğsümde dinlenmeni. Senin göğsünde huzur bulmamı, narin bedeninde yok oluşumu, kalp atışının ninnisini hala hatırlıyorum.

Gay Mühendis

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder