Senin de bildiğin gibi 28 Haziran'da onur yürüyüşü var. Sevgilimle tek hayalimiz bizim gibi olanlarla orada yürümekti. Onurumuzla, elimizde gökkuşağı bayraklarıyla yürümekti. İkimizin de aklına gelen bu hayalimiz oldu. Keşke ben Mersin'den gittiğim zaman ortaya çıksaydı. Şimdi bir süre ailemle bu durumu çözmeye çalışmam gerek.
O yine beni yalnız bırakmadı. Öncelikle CETAD eğitimi almış doktorları buldu. (http://www.cetad.org.tr/) Bu doktorlardan yardım alacaktık. Ailemin bazı şeyleri bir uzmandan duyması gerekiyordu. Ondan sonrası kolay olacaktı. Ancak saat geç olmuştu, yarını beklemem gerekiyordu.
Belki Mersin Marinayı bilirsin ya da duymuşsundur. Saatlerce oturdum orada, yalnız olmak o kadar kötü ki.. Yardımcı olmaya çalışan biri vardı ancak yanımda fiziken aradığım biriydi. Uzaktaki sevgili ile en büyük sorun bu işte. Ne sevincini paylaşabiliyorsun ne de üzüntünü.. Yanında olup da bana sarılmasını o kadar çok isterdim ki, başımı koyayım omuzuna, ben anlatayım o dinlesin, beraber el ele verelim. Kilometrelerce uzakta olmasına rağmen, bana destek olmayı başaran bir insan o kişi.
Sonunda eve döndüm, yine babamdan "Sen iradene sahip çıkarsın, sen yaparsın, biz de yardım edeceğiz doğru yolu bulacaksın" sözlerini duymaya başladım. Başım da çok ağrıyordu. Geçtim odama uyudum. O kafayla nasıl uyudun diye soracak olursan, yorgun düşmüştüm. Fiziksel olmasa da ruhsal olarak ayakta duramıyordum.
Sabah oldu. Çıktım odamdan bir şeyler atıştırdım ve evden çıktım. Yine aynı şekilde Marinada saatlerce oturdum dolaştım. Telefonda sevgilimle konuştum. Doktorlardan randevu aldım. Akşam tekrar eve döndüm. Annemle babamın yüzleri asıktı. Tekrardan geçtim odama, duramadım mutfağa gittim. Anneme yardım etmeye çalıştım. Annem dedi ki "Neden yüzümüze bakmıyorsun, baban çok kırıldı git yanına gönlünü al." Tamam dedim.
Babam odasındaydı. Gözleri yaşlıydı. Beni gördü yüzünü öbür tarafa döndürmeye çalıştı. Başını avuçlarımın arasına aldım. "Baba neden ağlıyorsun bu senin suçun değil benim de suçum değil. Ben kötü bir şey yapmadım benden utanma."
Babam:"Ben bugüne kadar hep iyilik yaptım kötülük buldum. Allahım benim günahım ney? Haram lokma yemedim. Çocuklarımdan başka bir şey düşünmedim. Yemedim biriktirdim çocuklarım rahat yaşasın diye. Neden BENİM ÇOCUĞUM. Hiç kimseye boynumu bükmedim. Benim boynumu büktürme oğlum. Onurumdan başka bir şeyim yok çocuğum."
Babanın omzunda sana sarılarak benim boynumu büktürme oğlum diyerek ağlaması seni nasıl etkilerdi? Benim yüreğim parçalandı. O hali gözümün önüne geldikçe, tekrar parçalanıyorum. Sonra annem de yanımıza geldi o da ağlamaya başladı. Annemle babama bir şey olacak diye o kadar çok korktum ki. Bu yaşlı insanlar bu kadar üzüntüyü kaldırabilecekler miydi? Kendimi suçlamamaya çalışıyordum ama ben yaptım, ben bu hale getirdim o insanları.
En sonunda gelecek hakkında güzel şeyler söylemeye çalıştım. Mezun oldum artık iş bulup kendi hayatımı kuracağımı söyledim. Ama mezun olduğumun sevincini bile yaşatamamıştım bu insanlara. Ben nasıl bir evladım.
Gay Mühendis