Bu garip, cefalı ve yorulmaz ırk, kim bilir kaç yıldır böylesine acı çekiyordu ve kim bilir daha kaç bin yıl böylesine acı çektirecekti?
Yarattığı incecik bellere bu denli ağır yükler yükleyen Tanrının önünde diz çökmek için, kim bilir kaç yeni katedral daha yapacaklardı? Neye yarıyordu DUA ETMEK, UMUTLANMAK ve İNANMAK?
İnsanların acı çektiği ve öldüğü dünya, karıncaların acı çektiği ve öldüğü dünyanın tıpkısıydı.
Soluk almaya ya da neden "insanlar ve kelebekler.." diye sormaya fırsat bulamadan, saçma bir çöp parçasını, ufacık bir saman kırığını, alın teri ve kanlı göz yaşları pahasına uzağa daha uzağa götürmenin tek geçerli şey olduğu acımasız ve anlayışsız dünya..
Gay Mühendis
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder