15 Aralık 2015 Salı

Bayramda Çanakkale

ÇANAKKALE. Mükemmel, huzurlu, rahat, ucuz, doğal.. Seninle birlikte cenneten bir köşeydi sevgilim.

İş çıkışı erkenden Esenler otogarındaydım. Yine sırtımda meşhur sırt çantam bindim otobüse. Koyuldum yola.. Tüm günün yorgunluğuyla, yarı uyur yarı uyanık Eceabat'a geldim. Otobüs feribota girdiğinde,  artık yapıştığım koltuktan kurtulma vaktimin geldiğini anladım. Kemiklerimi çıtırdata çıtırdata kalkıp yolcu bölümüne çıktım. Buz gibi bir rüzgar, bütün vücudumu sarmaladı. Çanakkale'nin misafirini buyur edişiydi bu. Çukurova sıcak kollarını açar buyur ederdi. Çanakkale ise bir anda, sıcak havada serinleten, insanı rahatlatan kollarının arasına almıştı beni.

Sevgilim, biraz sonra ineceğim iskelede beni beklemekteydi. Öyle heyecanlıydım ki, daha önce hissettiğim bir heycan değildi bu. Daha önce öyle hissetmemistim. Heyecanla vapurun gidiş yönüne doğru bakınmaya başladım. O karanlıkta, o uzaklıktan Onu görebilecekmişim gibi. Giderek yaklaşıyordum..

Yolcular tekrardan araçlarına döndüler. Daha ben otobüsün penceresinden sevgilime bakınıyordum. Ve gördüm. İskelenin en ucuna gelmiş O da beni görmeye çalışıyordu.

Bütün vücudum Ona doğru çekiliyordum. Aynı enerji ondan da geliyordu. O hissi yaşayan bilir. İnsanlar etrafımızda akıp gitti Ondan başka bir varlık yoktu o anda. Sadece Onun kıvırcık saçları, ince zarif bedeni, çikolatamsı teni..

Gay Mühendis

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder